Kararttım gözlerimi, ağıt yaktım başımın dumanına
Sana geldiğim kadar gidiyorum!
Şimdi. Elin göğsümdeyken.
'Kadınım' diyor giderken çalan şarkı
Hiç senin olmayan birine takılmış yanlış takma isim
Duman duman yol alıyorum.
Seni terk ediyorum!
Yaşanmışları içime boşaltıp
Parlak kentteki çocuklara hikayelerimi yetiştirmek için
Seni terk ediyorum!
Ne çok yalnızmışım
Unutulur olmuşum anlarında
Sığınmışım gelir-geçer laflara
Yok! Hayır!
Susuyorum.
Seni terk ediyorum!
Verdiğim sevgi kadar uzağa, o kadar parlaklığa gidiyorum
Fiskos masasına fısıldadıklarımı da alıyorum.
Hakkım dediğin tüketişlerini bağcıklarına dolayıp
Bende aradığın o kadını da alıp
Seni terk ediyorum!
İsyan olmuşum milyon kere.
Ağlamışım görmemişsin!
Evet göz yaşlarımı da içime boşalttım.
Dualar etmişim, yalvarmışım, sormuşum,
Tüm dinlere, Peygamberlere
Yakarışlarım yastığın, sorularım aynan, dualarımda sen dolasın diye.
Herkes yalancı çıkmış.
Kimse sorduklarıma cevap veremiyor.
Ve ben seni terk ediyorum!
Parlak kentteki dazlak çocuklara.
Saçlarımı kazıtıyorum gene senin usturanla
Kanatıyorum beynimi, düşüncemi anla, gölgenden kork diye.
Seni terk ediyorum!
Dişlerime dolgu yaptığım hikayeleri anlatmaya gidiyorum.
En kalabalık tren istasyonuna
Cuf cuf' un çıkardığı dumana takılıp
Seni terk ediyorum!
Bu mektubu sana dokunduğun anda küf kokutacağını bile bile
Mis kokan parlak ülkemden gönderiyorum
Ve ben şimdi!
Parlak kentteki dazlak çocuklara hikayeler anlatan, inanılmaması gereken bir varlığım artık!
Artık!
Ağlamak da gülmek de eskisi kadar kolay değil.
Seni terk ediyorum!
No comments:
Post a Comment