Saturday, December 12, 2009

Karşımdaki

Durmuş da,
öylece...
karşımda.
Diyor ki;
istersen hiç başlamasın.


Muti
2008 - Ağustos

Diller

Haykırdım,
sus dediler...

Koştum,
düşer şimdi dediler...

Yaptım,
olmaz böyle dediler...

Sevdim,
unutur dediler...

Duydum da hepsini, dinlemedim,!

Ne sustum, ne düştüm, ne de unuttum.

Hiç vazgeçmedim.

Öyle bir durağa vardım ki; şimdi.

Gene beni konuşuyorlar...
Cesaretime el sürememiş kafiyesi, mecazı çürük diller...

22,09,09
11;00
Torino * Muti

Satılık

Asılı kalmış düşlerimi gördüm geçen senelerde. Şimdide uyandım ve indiriyorum bir bir. Kimisinide sattım. Ne çok meraklısı varmış mahrem düşlerimin. Edepsizliğimin karnımı doyurduğu bir düştü hala bedelinin ödendiği...

Daha ne kadar ödeyecektim ki,?

Sattım... Gittim...

22,09,09
12;00

Üzüldü.

Dört kız kardeşin
Orta parmak gibi; en batan kısmıyım ben
Elini burnuna, gözüne, ağzına sokan kısım yani
Yani hep karşı duran birşey düşün
Aka kara - Karaya ak - açan birşey.
Ve olduki; aldı başını gitti bu törpüleyen kısım.

En çok o bayılan annemi üzüldü,?
Arabanın önünde kafasını iki yana sallayan babamı,?
Yoksa bütün herşeye rağmen giden,?
O aslında çaresiz ama inançlı,
Ama hayalleri olan,
O kapı önlerinde dolaşan kız mı,? üzüldü,!!!

Ben size söyliyeyim;
Kalemim bu geminin içinde hükmetsede, kalbim o kapı önünde kaldı.

Kimse benim kadar üzülmedi...

18,10,08 \ 01;45

Aşk

Kim bilir kaç kere denedim
Babam gibi bir deniz olabilmeyi.

Ayrılalı üç gün oldu kucağından
Deseler; cinler, periler, tanrılar... "Dile bir kere ne dilersen,,,"

Derim ki; "Babam ne, nasıl isterse"...

Babaların kızlarını - Kızlarının babalarını sevmeleri...
Anlayamayacağımız hayatın içinde
En tutkulu, en çelişkili, en kıskanç AŞK' tır...

18,10,08 \ 01;40

Sabaha karşı - Ancona ya giderken
"Deniz üstünde ki bulut benmişim meğer..."

Sancı

Gece yarısı,
derini yarıyoruz deniz.

Bu gemide kimbilir,? Kaç kişi,?
Bilinmeze gidiyoruz...

18,10,08 \ 01;30

Sabaha karşı - Ancona gemisi.

Geçmişime-Geleceğime

Bir gün ölmeye karar verdiğimde,
Bırakıcam bedenimi bembeyaz sulara...
Açlıktan köpük köpük olmuş ağzımı
Dayayacağım geçmişime - geleceğime ...

17,10,08 \ 18;00

Çeşme gemisi - Ancona' ya giderken...

5 +- 4

Sen beş derdin
Ben dört derdim
Sen beş dedin
Ben dört
Sen beş diyorsun
Ben dört
Dört'ü beş geçe
Beş'e dört kala
gibi
Geç-ti
Yetişmedi

Geç kalmıştık...

Muti
28,04,09 \ 12;30

İşte geldim

"İçimin kıpır kıpır oluşuna can katan iki çizgi göz,! İşte Geldim..."

22,04,09

Ama,

Birgün çıktım evden
Bir daha da geri dönmedim,
Bir gün seni görmedim,
Bir daha da göremedim.
Ama bekledim,
Çok bekledim çocuk...
Bir daha da dönmedin,
Bir daha da dönmedin...

07,04,09 \ 11;20

Uzak

Yandım diye feryat ettim, duyan olmadı.
Meğer kimseler beni duymazmış.
Uzakmış
Uzakmışım kimselerden...

19,02,09 \ 12;41

Gerçek

Değişmek için uğraşmıyorum,
Çünkü olabileceğine inanmıyorum.

İnandığım ise;
İnandığım herşeyin var olabileceği...

09,02,09 \ 09;00

Uzun Atlama,

Gitmeli - bırakıp ardında kendini

Gitmeli - yok dedikleri uçurumlara

Atmalı ne varsa.

Hafiflemeli yeryüzü.

26,01,09 \ 16;06

Hey-Hayt

"Sakin günlerin karanlık ve yanlız geceleri olurmuş. Yanlız gecelerde tek başına, başını kaşırmış hey-hayt diye tüm dünyadaki sesleri susturabilecek bir ses. Bir kere ağlasa, bir daha kimse ağlayamazmış. Bir kere doğdu o. Daha da doğurmadı anası,! Biricik anası... Onun gibi aralığın soğuğuna can katabilen bir sıcaklık. O kadar seviyor ki o: herşeyi, herşeyleri... Kimseler ölmesin diye; herkez için hergün ölüyor... Her gün ölüyor..."

09,11,08 \ 16;40

Bir Daha,

Bana gelmiş ölümden bahsediyorlar:
Bir insanın bana verebileceği,
Bütün zararları ben vermişim kendime.

Korkma artık.
Bir daha ölmem ben...

09,11,08 \ 16;36

Kara

Kapkara gitme dedin.

Gittim ama...

Gökkuşağıyla gel desen,?

Geride dönmem sana...

03,11,2008 \ 01;17

Monday, September 14, 2009

Delilik ya bu benim ki...

Ölüm dediğin nedir ki,?
Bir bakmışsın çıkmış gitmişim ellerinin uzatsan bile dokunup bana bana... Sarılıp bana bana ... Öpüp beni, beni ve seni bize saran o kuşaktan.

Başka yollar bellemişim, belkide ölmeden ölmüşüm içimden ta öteye.
Belki de unutmuşum seni, hepten unutmuşum delilik ya ...


Belkide sevmemişim hiç seni, sevgi nedir bilmemişim belki de...
Delilik ya bu bende ki.

Belki de ne gelmişim, ne de gitmişim...

İşte, delilik ya bu benim ki...

14,09,09 \ 12;20
Muti
(To)

Saturday, August 01, 2009

İçimdeki gerçek kız çocuğu beni terk etti.

Nerden başladım hayata bilmiyorum artık. Yenmiş, kullanılmış en çürük kısmından başladım galiba. Görev edindim burda yenilikler yapmayı. Kırık dökük bir heykel gibi seyrediliyor olduğumu daha yeni anladım. İskeletim bir tarihi anlatıyor gibi ama araştırmaya bile deymez bir iskelet işte. Tüm varlığım bir çeşme gibi akmak istemiştim halbuki, şifa dağıtan iki kolum gibi, ırmak gibi akmak istemiştim gözler önünden gönüllere. Ne toprak kabul eder ırmaklığımı ne de herhangi bir ırmağa karışabilirim artık. Artık neyin yaptığı bir parça olduğumu bile bilmiyorum. Ne olduğumu anlamadım. Zamanın kollarımdan aktığı bir ırmak işte, herkezin seyretmeyi sevdiği aç bir zaman ama ortaklık edemediği kadar acı, yanlız bırakılacak kadar acı, acı bir zaman.

Meydan okudum buharlaşan estetik tarihe. Yüzümde açtığı çukurları kaba etimden kopara kopara örttüm. Delik deşik , yamalı ve kanar durur oldum. Oldum genede. Durmadım, aradım. Beklemedim hep sordum.Sordum ve coştum. Tahtıma kurulan jiletlere ve kesiklere aldırış etmedim, taşırım ve taşarım dedim böyle.

Taşıdım ve taştım.

Şimdi "Yitirdim mi kazandım mı,?" diye sorarsan bana. Sorarsak bana: Artık burda değil -yitirdi. Hep beraber yitirdik. Yitti ve gitti. Canlı canlı gömdü gövdesini içine içine bulaşan kire ve kayıp gitti. Karanlık bir güneş gibi batıp gitti. Söyledi durdu bu kız: Bırak bırakabilirsen dedi, yaz yazabilirsen, at atabilirsen.

Bıraktı, yazdı ve attı... -Gitti.

Kapı önleri yok. Artık dört yolunda ötesinde, atlılardan da hızlı.Ben cehennemimde göz yumdukça yitti-gitti. Dilinin boşaldığı, kalaminin yazılmamış satırlarını bıraktı o çukur tümsek ayna odada ve açılır kapanır kapısından çıktı, benim sesimle konuşa konuşa geçti dört yolun koridorundan. Açtı gözlerini hayata bir damla su kalan gözlerini , bakmaya kanamadığım. Söktü.

Herşeyi etin ruha doldurduğu çerçeveyi bana dolu, ruhuma boş. Boşaltıp gitti.

01,08,09 16;00 Torino
Muti
Ebda bir ada, adanın adı Elalminda. Çok yaşa.

Sunday, July 26, 2009

Nazan Öncel - Bu Havada Gidilmez

Beni bırakıp gitme bir yere
Gidersen unutursun
Dilerim böyle olmaz
Bu havada gidilmez
Güneşli günde gidilmez
Aslında hiç gidilmez
Son günüme kadar
Kalp durana kadar
Aşk mezara kadar
(sakın haa gitme)
Beni unutma
Unutama inşallah
Unutursan kahrolurum
Dilerim öyle olmaz
Bu baharda gidilmez
Yağmurlarda gidilmez
Aslında hiç gidilmez
Son günüme kadar
Kalp durana kadar
Aşk mezara kadar
(sakın haa gitme)

Friday, May 01, 2009

Toz Pembe - Demet Akalın

Beklenen final geldi çattı, yıkıldı kapı duvar
Seni bilmem ama benim kalbimde birçok derin yara var
İstediğim şey çok değildi ki sadece biraz sadakat
Ama sende değil sana gönül verende asıl büyük kabahat

Dertsiz başıma dert açtın, hayatımda kısa süre yer aldın
Gönül kapımı çalıp da kaçtın ruh halin neydi anlayamadım
Demek ki senin için aşk boş laftı, dilinden düşüp de kırıldı
Tozpembe hayaller vardı pembesi gitti tozu kaldı

Senin için aşk boş bir laftı, dilinden düşüp de kırıldı
Toz pembe hayaller vardı, pembesi gitti yazık oldu

Monday, February 02, 2009

ISSIZ ADAM

**Ebda bir ada insanı aslında Elalminda da onun adası, gidecek başka yeri yok onun**

Herhangi bir nedeni yok sadece sen ANLAMAZDIN...





**Ben şimdi ANLADIM,**