Saturday, December 23, 2006

Doğum Günü Çocuğundan İnciler,,,

Bugüne özel giyinmedim, bugüne özel uyanmadım. Bugünün farkı farkında olmamdı. Diğer günlerden hiç önemi yoktu. Sabahın 6,5 inde kalkıp işe gelicek kadar sıradan bir gün benim için. Sadece yılda bir kere bugüne benim doğum günüm diyorum ismi o, o kadar. O kadar basit bir gün kü sabahın kör saatinde keşke seni doğurmaz olsam diye annemin bana sesleneceği gibi diğer günlerden hiç farkı yok. Yaş oldu yirmi altı. Olduda ne oldu,? Ne fark etti. Ben hala uyuzun tekiyim. Neyi bekliyom ki,? Hıı, beyaz atlı premsimi mi,? bekliyom. auehaueh.
Yok öyle şeyler "dışı sevda, içi zindan değilim artık,,," Artık inandığım masallara inanmıyorum ve aklımın bir berraklığı yok. Banada sıra gelmeliydi değil mi,? Bu kadar arbedeye taş olsa çatlar derdi celo, gülçin,,, Sen nasıl yaşıyor ve olanlar umrunda olmuyor diye de sormuştular. (Bu bağda beni pes ettirecek hiç birşey yok çünkü) Çünkü siz bunuseyrediyorsunuz. Yaşadığım ve gördüğüm ve uydurduğum şeyleri anlattım, izlettim size.
Büyük sınavlardanda geçtim (daha da büyüklerini bekliyorum), büyük sevdaları da ardıma aldım. Ve hep yola devam,,!
Yirmi altı yılımın özeti olsun istiyorum. Bilmem bir yirmi altı yıl daha koklayabilecekmiyim papatyaları...
Evet,!
Artık anne olma isteğim yok içimde "Alara" yı o noktada bıraktım,,, Bir bebeğin annesi olacak saflığı taşımıyorum artık içimde. -Bitti-
Allah aşkından öte bir aşkın bu dünya bağında olmadığını gördüm. (Sadece sevebiliriz.) Tutkularımın ve egolarımın esirliğinden kurtuldum. Bu noktada özgürüm. Gördüm bugün seni sevenlerin yarın kedi, köpeği bile sevebileceği muhtemel bir dünyayı ;). -Bitti-
Ben, inandıkları doğrultusunda yaşam süren bir insanım. Hissettiğimden ötesi yalan. -Bitti-

"Birşeyler bittiğinde, başka şeyler de bitecektir,,, - Ebda -"

Hedeflerimi geliştirdim. Konu hakkında konuşmak isemiyorum. Yirmiüçaralıkikibinyedi tarihine kadar tadını çıkartın sohbetimin, ondan sonra bu kadar yakın olamayacağız diyerek ip ucu vereyim ;)

Hepinize teşekkür ederim. İyiki varsınız,,!

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Öğünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden kendime hala güvensizliğim
Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengarenk
Geçici oyuncak zaferler
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım
Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem

En sevdiğim Sezen AKSU albümünden (Deli Kızın Türküsü) Çok çok sevdiğim bir şarkı,,, (Sezen Aksu-Küçüğüm)

Monday, December 18, 2006

Bu dünya bağında 25 yılım bitecek ;)

Merhaba merhaba merhabaaaaaa,,,,,

Dostlar,,!
Yaşadığım sağlık sorunları ve iş yoğunluğu ve psikiyatri bozukluğum;) üstünede yaşlanıyorum endişesi artık nasıl gecicek zaman bilmiyorum. Ne biliyorumki şu hayatta öğren öğren bir yenisi çıkıyor ;)) Vesselam başlıkta belirttiğim gibi bu dünya bağında 25 yılımı bitirmiş olacağım bu haftayı tekip eden cumartesi gününde. Aykutcum artık partiyi nerde organize edersin bilmem, ben fabrikada mesaide olacağım ordan çıkıp geleceğim. Malumunuz bildiğim tek şey var o da çalışmak... ;) Sonrasında pekde endişe etmiyorum yaşımı çünkü aynaya baktığımda yüzümde oluşan çizgiler hepsi gülerek oluştu biliyorum, tamam çokda ağladım ama bunu ne gördünüz nede duydunuz o yüzden inkar edebilirim ;) Maşallah kitab gibi hatunum yaşlanmam ben,, ehuaheuaheuehue
İşte duydunuz 25 yaşım bitecek, hayırlısı olsun... Bunlar böyle çok hızlı geçiyor.
Ne öğrendim bu yaşıma kadar açıkca söylemek istiyorum;
- Ben iflah olmam,! ;)))

Hoşçakalın,,!

Wednesday, December 13, 2006

"Gel Yeter"

Denizin sesini duyacağın kadar yakınına yerleştireceksin yatağını ve sabahın o en sessiz serinliğinde açılacak pencereler, denizin kokusu dolacak burnuna ve mis gibi kokan çiçekler,,, rüzgar envai çeşit gürültü getirecek kulaklarına...

Bütün güzellikleri kucaklamak için uyanmak isteyeceksin ve yatağa bağladığın düşlerin bitmediğini bileceksin. Rüzgar sesine inat bir hışırtıyla radyodan "Gel Yeter" (Candan Erçetin) çalacak.

Bütün gittiklerin gelecek aklına ve bütün geri gelenler,,,

İçini huzursuzluk kapladığında uyanacaksın. Rüzgarları tenine öpücükleriyle getirende o, çiçekleri yatağına serende o,,, Göreceksin. Bir gelen olacak ve bir giden. Seyredeceksin.

Giden de o oldu,,, geri gelende o olacak,,,

"O son sözü duymak bile fazla inan
iyi niyet değil şevkat değil nerden bu ilk
kendine iyi bak deme, denmez saçma
kendime bakarım elbet sen hiç korkma,,!"

12,12,06
14;53

Ebda bir Ada