Sunday, March 13, 2005

Mürdüm Eriği Sevdam

Tam 3 yıl oldu, anmayalı. Kırmızı şarap yanında ekşi erik yemeyeli; ağzımı, dilimi buruşturmayalı 3 yıl oldu.

Anmayalı diyorum; ama zamanları çivilemişim takvimime, sigara içmişim küllüğü komidinimin üstünde. Seviyorum dolu küllükleri, çay fincanında sigara söndürmeyi, çöpü çöp harici her deliğe sıkıştırmayı seviyorum.

Bugün Pazar kuruluyor, çıksam mı dışarı acaba?
Aşık olsam mı acaba? Ya da, bulaşsam mı birine acaba?

Dudaklarımı morartırcasına ısırıyorum, kanatıyorum 3 yıldır.
Kanım; şarap susamışlığım
Morartım; erik tadım

Dudaklarımı yalıyorum,
Dilim fütursuzca taklalar atıyor dudaklarımın o en köşelerinde.
Tahrik edecek bir 3 yılım var elimde sadece.

Yanaklarımdan makas alıyorum-senin yaptığın gibi
Senin yaptıklarını seviyorum! Seni asla!
Yatağın köşesinde uzanmış bedenimi seyretmeni seviyorum. Ayak parmaklarımı öpmeni seviyorum.

Aldanışların en kocası, yaşanmışlığın en dibi senin sevdan. Bana dokunuşlarını özlüyorum! Seni asla!
Terimi yıldırmanı arzuluyorum, gecenin en seksi saatlerinde.

Kanayan hep morarır. Tenim gibi. Kalbim gibi.

Düşler görüyorum gerçek sandığım her mekanda,

Bir bebek doğuruyorum yalnızlığıma arkadaş, sigarama yabancı. Tüm saatlerin ding-dong’ unda ürken bir bebek. Şarabi düşlerimin en gerçekçi uğultusu bu bebek.

Tam 3 yıl olmuş seni rakıya, peynire terk edeli. Mürdüm eriği sevdam; bunlar o kadar beyazlar ki, o kadar saf. Ama ben hep dudaklarımı kanatırcasına morartmanı özlüyorum.

Bembeyaz çarşaflara doladım bedenimi de, kalktım yataktan. Aralanmış dudaklarımın en kenarına sıkıştırılmış sigara.
Üstüne yürüyorum, adi bakışlarım gözümde,
Morarmış hercai düşlerinin mosmoruyum ben!


Ama sen; beni kanatamayacak kadar karasın!

No comments: