Saturday, March 12, 2005

Göbek Bağım

Mosmor cümlelerim senli, benli

Gecenin kucağında korkuya susamış düşlerim

Dişime sıktığım, gözümden kanar

Delik ateş çemberinden atlayan

Hüzün motifli çeyiz sandığım

Göbek bağım kesilmemiş daha

Hiçbir zaman duyamayacağın

Flütün sesi var

Dönüşü olmayan bu aşkın rivayetinde

Üstünde uyuya kalmışım tüm yaşanmışlarla birlikte,

Affet!

Ondan bu kadar hırçınım.

Bir ceset gibi sevmişim seni

Serçe adamışım,

Soğuk bir kış tadında gelesin diye

Kalbime dolasın diye

Bu sefil tarihi, bu hiçliği

Bir demlik çayla,

Çay tadında satasın istedim.

Yüreğine düşen, çeyiz düzen esir kızlara

İçime bulaşıp

Öldürücü darbelerle yere serdiğim martılar,

Sevda düşkünü yalnızlığımla nasıl dans ediyor,

Ve

Eşkıya konuşmalar bir çiçeği okşuyor.

Göz aklarım mosmor

Uçurum bakışlarında intihar eden göz yaşlarım

Kısır sevginden hortlayan-puşt acıların

Seni hayalimden

Hayalim olan göbek bağımdan

Zalimce böldüler.

Bağım olan senle

kapadılar gözlerimi

Saçlarımı iki yandan örüp

hasretin körlüğünü doladılar uçlarına

Martılar,

Martılar bir garip ötüşlü.

Gözlerimden öpsene çocuk

Garipleşmiş tüm fonksiyonlarıma bir anlam vermeden

Ayrıldığım şehirde ki

Dost işi, Japon mucizesi pilli bebek;

Kurulu yalnızlığım

Sensizliğinden kurşunlanmış bir ben,

Tiksintiler,

Her şey olamamış hiçler.

Umutsuzluk sapağında; ölüm.



Ne’m kalır bağımda seni alırlarsa benden!

No comments: