Thursday, December 22, 2005

O Benim Dünyam

Ne zaman güneş açsa o gücüme güç katar
Bir sözüyle bir nefesiyle canıma can katar
Ne zaman şimşek olsa ondan ödüm kopar
Bakışında nazarında o anda kanım donar

O benim dünyam
Onunla nefes alan ve onunla yok olan
Öylesine güçlü öylesine güzel
Öylesine benim olan

O benim dünyam
Onunla sevebilen ve nefret eden
Öylesine güçlü öylesine güzel
Öylesine benim olan

Ne zaman bahar olsa içim içime sığmaz
Bana gülüşü ve beni öpüşü, böyle bir aşk olamaz
Ne zaman fırtınaysa ona karşı durulmaz
Delicesine öfkesinden tozum toprağım kalmaz

Söz : Mehmet Teoman / Müzik : Dean Pitchford
Albüm : Beş yıl önce on yıl sonra - Ajda Pekkan

Wednesday, December 21, 2005

Öylece Beklemişim Geleceksin Diye

Kimsenin farkedemediği bir karanlıkta
Burda hiç bir şey yok diye bağırıldığında
İşte tam orada
Kapkaranlık bekliyorum seni.
Gel işte.
Zamanın ölümünü seyrettim burada
Akrep yelkovanı zehirledi,
Bütün rakamlar kaçtı bir bir..
Puşt düşler sindi yüreğime,
Öleyim diye alevine atladım zehrin

Gel işte.
Hasretin ebeliğini yaptım kaç çocuğu oldu yanlızlığın saymadım
Sen gibi rakamlarda kaçtı evimden zamanlarda....
Gel işte.
Hasretde kör bende.
Ebda - E.M
21.12.05 / 18;47
-----------------------
Beklemek değil mi hayatı uzatan
yada kestirip attıran.
acılara doğru koşan,
yorulan,
duran,
yeniden hızlanan;
bekleyen değil mi,
seveni, sevgiyi, sevilmeyi...

Acı değil mi aşkı uzatan
yada bıçağı saplatan.
ayrılıklara giden,
bitiren,
geri gelen,
ayrılan,
seven değil mi;
aşkı, acıyı, hasreti...

Hayat değil mi hepsini kapsayan
yada dışarda bırakan.
her sabah uyanan,
öğlen bıkan,
akşam demlenen,
geceye acılara ayılan
kim peki?
seni seven, beni seven, onu seven
kim?

ben değilim artık.

albatRoz
24,12,05 / 08;43

*Bunu buraya eklemeseydim haksizlik ederdim, siirlerime yapilan yorumlar ve uyarlamalar her zaman daha teşvik edici olmustur. Teşekkürler.*

Çok Doğru,

Yaşamımızda işlediğimiz hataların çoğu, düşünmemiz gereken yerde hissetmekten, hissetmemiz gereken yerde düşünmekten ileri gelmektedir.
GOETHE

Saturday, December 17, 2005

isterim ki,

ilk gunden baslasak,
ben beceriksizce baglayamasam ayakkabı bağlarımı,
sen görsen ayakkabılarımın o şapşal halini,
eğilsen ayakkabılarımı bağlasan,
her düğümünde bir bana seni bir sana beni bağlasan,,,,,

otobüs durağında senin lacivert montuna sarılsak ve otobüs gelmese,,,

biz hep sarılsak öyle kalsak kapımızı kimse çalmasa, kimse bizi üzmese,,
bu hiç mümkün olmadı-
keşke olsa..

sana taptım ulan ben, sana taptım,,,

Monday, December 12, 2005

Yapmaaaa,

Güzel bir rüya, çok rahat bir doğum. Merdivenlerin son basamağına gelmişken doğuru verdim bir erkek çocuğu.;)

İnsan bazen değerlerini yitirir demi,? Kendine sunduğum değerleride yitirebilir değil mi,?
-Evet

Mutluluk sadece bir insan eli. (karşılıksız uzanan)
İnsanın düne bakarak mutlu yada mutsuz olması doğrumu,? (bunun devamı gelmez bu yanlış)

Ellerin boşşa mutsuzsundur yada güçlü durmaya çalışıyorsundur.

Bir kere çabaharcandımı kelimelerin anlaşılmak için be insanoğlu. Bir kere de deli saçması denmeden okundumu, dinlendinmi,,,,
Senin psikolojik bir manyak olduğunu düşünmekten öteye geçebildimi yanıbaşındakiler,,,

Bir kere de senin gibi duygusal düşünebildimi kimseler.

Elleri uzakta kimseler.
Üşümek işte böyle birşey.

Wednesday, December 07, 2005

Özlemişim İzmiri

Hafta sonu izmirdeydim çok güzel bir şehir bu izmir. Belki Canımın canı ablam orda olduğu için, pek hürmetli dostlarım ordalar onun için. yada şehir hep beni çağırıyormuş gibi geliyor bunlarin hepsi için seviyorum izmiri. Hep demişimdir benden ne kalırsa geriye izmire gömsünler.
Cuma ogleden sonra yola çıktım, aksamına izmirdeydim. Annem beni hamal belleyip onca yuk tasıdıgımı dusundugu icin gene ablam için onca sey doldurmustu bavullara. ;) Tabi kızı eski kızı degılkı, onceden tasırdım ama sımdı hıc kuvvetlı degılım, bır bavulu yukarı tasıdım tum gece sırt agrısından belımde havlularla yattım. ;) Yani hatırlıyorum da burdan izmire koca komidin tasidigimi, odun tasıdıgımı bıle bılırim ;) Ama benimde maşallahım vardı. ehehehe Neyse ablam yardım ettı cıkarttık bavulları eve, hemen bır koltuga attım kendımı, dünya varmış dercesine. Bir çay koyup, biraz dizi seyredip başladık bavulları acmaya, yerleştirmeye. Yorgunluktan ben vampirella sızıp kaldım, Ablama üştümü değiştirmemek için yalvardığımı hatırlıyorum ;)
Erken den kalkık, Ablam çok güzel yemekler yapar, kahvaltılar hazırlar. Benki yumurtanın kokusundan koşarak kacarım. O omlet yaptıgında ne oluyorsa mis gibi yiyorum hemde kokmuyor. İşte heme hamaratlı ablamın ellerinden kahvaltı ettim. Ona hic cekmemisim. Anca hamur işi kek börek yapmayı biliyom. ;) Ben onun bilgisayar problemlerini cozmek icin ugrastim durdum. Dışarı cıktık, Önce esin geldi, sarıldık, sarıldık, çok özlemişim çok.... Sonra ceylan geldi öptüm kokladım onuda çok özlemişim. Ceylanın yavuklusu adil ve arkadasları tutkuda geldiydi. Bizim muhabbetimizden sıkıldılar herhalde gittiler hemencecik ;) Aksam hep beraber eve gittik. Ablam gene mutfaga ben gene bilgisayar basına gittim ;) Ben evdede böyleyim. Toz almak ve mutfak en buyuk kabusum. Hemen kaçarım işten.. Bilgisayardaki virusler yuzunden, ödevini kaybettik ablamın. Çok üzüldüm. Hala onun sorgulaması kafamda. Onca program denedim nasil geri getiremedim diye dosyayı. Velhasil gene 3 tü, esinin ödevini yazmıştık ablamın odevini kaybetmiştik. ;( Ben uyudum.
Sabah 9 da kalktım. Planımız ceylanın arabasını alıp piknige bal kaymak yemege gitmekti, ablam gelmedi, ödevini tamamlamasi lazimdi, esinin les sınavı ve ing kursu. Kaldik ceyloyla beraber. Bizim yan yana kalmamız cok sakıncalı iki alışveriş canavarı, durduramıyorus bırbırımızı. Biz cıktık kostuk kostuk vapuru kacırdık, bendede 39 numara ayak 36 numara ayakkabıya sıgdırılmıs halde. Malesef yopuklu botlarla gittigim icin izmire, ablamda dediki giy botlarımı rahat edersın. İki adimda ben ayakkabıları cıkarttım ayagımdan, ayakkabılar ayagımı su toplattı. Evin onune donduk ablamı aradık, in asagı kahvaltı etmeye gıtces. Recis'e gittik. Tıka basa yedim herseyden. Açık büfeler tam benim gibi peynir delileri için. Çeşit çeşit. Harika. Eve gidip bilgisayarla ugrastim ben gene ;) Bu sefer oldu. Dışarı cıkıcas karar aldık onceki aksam benim dönüş biletimi almaya giderken ceylanla kendimize çanta almıştık. O çantacıdaki bavullardan alıcaz ve migrosa gidicez. Ben Alphanıma atkı şapka eldiven takımı alıcam. Merdivenlerden inerken (ben gene topuklu botlarla) ceylan dediki ya acılmadıysa çantacı bende yukardan dedimki o zaman çok gülerim size ehehheeh dememle düştüm dört basamak kaba etim üzerinde kaydım ;) yanlız kötü olan merdivenin sivri kenarının sırtıma geçirmesiydi. Hala agrıyor. Gittik çanta neyim aldık sonra. Migrosa gittik, Ben ceyizime çaal kaşık takımı zladım mavi mavi cicekli saplari var. Ablamın ev arkadası dılek de evıme oturmaya gelırken mavı tabak alıcak ;) Velhasıl binkelam pazar günü 4 aralıktı ben hiç bir çekilişe katılmamıştım, ve artık 4 aralıkların benim için hiç bir önemi yoktu. En sevdigim gün 4 aralıktı derdim hep. Ama ben mutlu olduğum ve ettiğim her günü seviyorum artık. Ve artık sansımıda fazla zorlamamam hayaller kurmamam gerktığını anladım. ;) 4 aralık benim için hiç bir şey ifade etmiyor. Ve 26 hazirandanda bir şey beklemiyorum, hemde hiç bir şey beklemiyorum... Her ayın 10 u benim için kıymetli bir tebessüm bunun her ay seranomisi olsunda istemiyorum. 23 aralıgında pek bir onemi yok artık. Önceden can atardım bugun benim dogum gunum diye, artık ondanda bir beklentim yok. Ben çok hayalci bir insan olduğum için umduklarımı bulamayıp uzulup durmak yerine çevremdekiler gibi düşünüp geçiyorum işte.



Özlediğin Gidip Göremediğindir - Oruç Aruoba

Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin

Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen