Saturday, February 19, 2005

Kaybetmek

Önceleri kaybeden olduğuma inanır, "Ben kaybeden bebeğim, hadi hadi öldürsene beni!" naraları atar, bir işaret olurdum. Yukarıdan aşağıya, sağdan sola. Nedir bu acelem? Formülüme bakıyorum; kıl, tüy, yün, deri... vs. Son kullanma tarihime daha var, iş görür bu halimle yaşam. Peki neden kaybeden diyordum kendime?

Dünyaya katlanmak adına attığım pamuk ipliğinden düğümcüğüm koptu gene. Bağlantılarım koptu, bağlantılarım koptu lanet olsun! Mayday! Mayday!
Şimdi kaybeden değilim sanki; iyiden iyiye bir melek olduğuma inanmış durumdayım. Ama gene canım sıkılıyor benim. Ya inanma o imama sen, sabah sabah yalan söylüyor gene. Sarhoş olmak ne güzel?
Kaybetmek evet, yoksa onu mu?
Hayır! Sen gitme, dur!
Tamam inanmıyorum kaybeden olduğuma.
Tamam inandığımdan geçtim, Sen gitme!
Polyanna öldü kardeşim,
Ama deli eden,
Delicesine yaşayan-yaşatan bir şey var içimde,
Seni kaybetmek istemiyorum ben.

No comments: