Wednesday, February 23, 2005

Ebda bir Ada

Farkında mısın? Bunlar, olanlar.

- Görüldü kadının tüm gizemi. Kadın bıraktı kendini sonunu bilmediği ve istemediği bir bilinmeze.

- Soyundu kadın. Denizden ödünç aldığı pullarla süsledi bedenini. Işıl ışıl bir karanlığa çağırmak için; peşinden geleni.

- Affet Onu. Kadın arkana bakma, köşeleri hızla dön. Artık bekleme.

Kendimden bir yabancıymış gibi bahsedebilirim. Yokluğumda beni özleyenlere geldim. Yeniden.

Kendimi bildim bileli sordum, aradım, yaşadım. Bilinçaltım tüm vurgularıyla merkez ben olmak istese de ipler hep canımdaydı. Canımın duruluğu; ıssız bir adaya giderken yanıma alacağım en kıymetlimdi.

Issız cehennemleri anlattılar bana. Issız cennetler gördüm ve ıssız dünyalarda dolaştım. Ada olmak istedim. Türlü taklalar attım yaşama, saklandım ondan çok kere.

Ben bir adayım, ıssız ve ufak. Korsanları ve hazinelerini sakladım. Bir görseniz benim içimde benden saklanan şeyleri.

Karmaşıklığa gömülmüş her insan bir bilinç altıdır. Merak ettim insanlar yolculuğa neden çıkarlar diye,? Issız cehennemlerde telefon çeker mi,? Dipsiz cennetler de gök ne renk,?

Öğrettik hep birbirimize ruhunun dehlizlerinde kaybolursan, vaktin gelmiştir. Başka karanlıklar çökmeden yol almalısın.!

Yeşil yeşil, minik kurbağaların aydınlattığı, ırmakların durulmadığı bir adaya gömdüm adalığımı... Gidiyorum.

No comments: