Thursday, January 13, 2005

Matematik ve Onunla İlişkimiz

Neden sevilir sayılar? Kimi de korkar rakamlardan, komik gelir bana bu korku. Sanırım korkanlar, çok duygusal insanlar. Bölmedeki bölünen yerine mi koyuyorlar kendilerini? Ya da çarpmadaki çarpım. Kendilerine bir şey olmasından korkuyorlar herhalde.

Onunla ortaokulda tanıştım. İlkokulda daha bir ezberlemeydi herşey. Çarpım tablosunu öğrenemedim öğretmenimden. Başka şeyler öğretti hayata dair. Ama erken öğretti, her neyse.

Matematik günümüzde ve öncemizde her alanda hazır askerdi, gelişim sürecimizi arttırdı. Nasıl sevmem bu kadar akıllı bir arkadaşı ben.

Matematik yemek yapmak gibi. Herkes yemek yapmayı sevmez ama yer. Bütün bilimlerin temeli o. Fizik, kimya, ekonomi hepsi bu temel üzerine inşa edildiler.

Matematik soyutla somutu bir arada sana veriyor. Sayıları göremiyorsun ama kullanıyorsun. Matematik insanların hayal dünyasını geliştirir. Bu sebeple, bir sayıyı sıfır’a ( İsa’ nın doğumu gibi matematiğin temeli olan ) böldüğünde sonuç sonsuzdur. Sonsuz ürkütücüdür ve hiçbir bilimde sonsuzluğun tanımı yoktur. İnsan görmediğinden korkar ve onun için yapılması gerekeni yapar. Tanrıya inanma ihtiyacı gibi, insanların saymaya ihtiyacı vardır. Düşünsene sayamadığını? Yerinde bile sayamıyorsun. Sıfır ne ki? Hiç. Ama bunun bulunuşu bir devrim. Düşünsene hiç neler yapmış.

Matematikçiler matematik yapar, matematik yaparken de kendi yarattıkları şeylerle uğraşırlar. Bunlar soyutlanmış şeylerdir ve matematikçinin düş gücü dışında varlıkları yoktur. Yaratıcıları, yani matematikçiler, onlara bazı özellikler bahşetmiştir. Matematikçi bu özelliklerden mantık ve matematik kurallarını kullanarak başka özellikler çıkarsar. Pür matematiğin nesneleri tam olarak algılanabilirler, çünkü yalnız onlara atfedilen özellikler ile bunlardan çıkarsanan başka özellikleri taşırlar. Eğer çıkarsama işlemi eksiksiz ve hatasız yapılmışsa çıkarsanan özellikler mutlak hakikate insan oğlunun yaklaşabileceği ölçüde yakın olacaktır. *

Matematik bir sanattır. Resim yapmak, beste yapmak gibi, inkar edilmez gerçekleri vardır. Çevrende gördüğün herkes matematikçi. Kimi yaratır, kimi uygular ama hepsi heyecan vericidir. Rakamları bilen herkes tavşan çizer.

Matematik ders programıma verilen en çekici dersti her zaman. Problemli havuzlardan bahsetmiyorum. Matematik ayrıcalıktı. Beni oturduğum sıradan ayıran, boynuzun kulağı geçtiği bir dersti.

Öğretilen bir bilimdir matematik. Kimsenin öğrendiğine benzemek istemediği kadar da karmaşık. Çünkü tarihi aç beyinlerin bilime susamışlığı yazar.

Okulda almış olduğum matematik bilgisi beni matematikçi sıfatının yanına yaklaştırmıyor. Almış olduğum rütbe sadece matematik dersini dinleyen bir öğrenci ve bu anlatılanları anlayıp dersten geçen bir öğrenci. Yani ben bu sıfatla direnebilir miyim? Hayır.

Geometri ve öğretilen kurallar. Aslında bilmen gereken birkaç gerçek var, gerisi bak, gör ve söyle! Ezbere gitmeyecek kadar uzun bir yol. Üçgenin içini de, dışını da seviyorum ben.

Çok basit hem de çok karmaşık bir olgu. Okullarımızda, üniversitelerimizde, matematiği öğretirken bunun bir sanat olduğunu unutmamak lazım. Plan defterimize köklü sayıları işledik, yazmak zor değil. Bize bunu öğretenlerin, bunun bir sanat olduğunu bilmeleri gerek.

Matematikçi matematik anlatmaktan vazgeçmeli ve bizde tahammül edilen olmaktan bu sonsuzu çıkartalım.

“ Savaşlar generallere bırakılmayacak ölçüde önemliyse, benzer nedenlerle, matematik eğitimi de matematikçilere bırakılmayacak ölçüde önemlidir. “

No comments: