Thursday, January 13, 2005

Küf Kokan

Anne kelimelerin küf kokuyor.

Telefon rehberimden silip konuşmadığım insanlardan farklısın. 23 sene önce bir aralık ayında doğurmuşsun beni. Tüm garipliklerine bin bir şans katmış doğumum. Abimin öldüğü mevsimde ben gelip kıvrılmışım kollarına. Dört kızın ikincisi ya da 2 numara ;)) Neden bilmem ama sıkışıp kalmışım çoğu kere. Sesim kulaklarını tırmalasa da, en çok ben zahmet vermişim sana, en çok benim hastalıklarımla uğraşmışsın ve çok deli bir çocukmuşum, pehh kim akıllı ki?

Annem eve gelen konuklara çocukluğumu anlattığında insanlar pek büyümediğimi düşünmekte haklılar. Sıkışıp kalmış dişlerim bu sebeple bir boy ve hizada, sıkışıp kalmış planlarım, hayallerim. Dişilikle – erkeklik arasında, çocuksulukla – hanım hanımcıklık arasında.

Tüm tepkilerime alışığım. Alışkanlıklardan ne kadar nefret etsem de, zamanla alışıyorsun kendine. Cüssen büyümese de ruhun büyüyor. Ruhunu kalıplara sokamasalar da, standart hale getiremeseler de senin de artık standartların ve kuralların oluyor. Çünkü; herkes birbirini gözetliyor.

Dün kabul ettiğin normlar bugün alışılagelmişler olabiliyor. Ya da dünün aykırı normlarını elinde kırbaçlayabilirsin. Bu şimdi bunu yaşayamayacağın anlamına gelmez. Örneğin çok yakışıklı olması, o çocuğun, aptal olmasını engelleyemiyor ;)) Mesele bundan ibaret.

Ya da şöyle; dün aile fertlerini daha çok düşünüyordun şimdi ise onlardan kurtulmayı ;)
Peki niye bu iniş çıkışlar?
Neden bu “ben sarhoş değilim” naralarıyla, düşe düşe dengede durma sevdası?

Dün eteklerin kısa gelmiyordu, bugünse büyüyorsun. Ruhun kalıplar yaratıyor dar çerçeveleri bilmem kaça bölerek. Yani dün reddettiğin kurallar bugün alışılmışın oluyor.

Dün iyi anlaştığın annen, bugün sinirlerini bozabiliyorsa, bırak... Biraz daha dün girsin araya, kurallarınıza alışmanız için.

Aykırılık; “reddetmek” demek değildir.

Aykırılık; “reddedilebiliri” açıklayabilmektir.

“En iyisi gizlemek deliliği
Zordur ama gevşeyince kadehlerden sonra.”
(Herakleitos)


Yani aykırılık, sıkıştırılan kurallara beynin en aptal kısmıyla yaklaşıp “Niye,?” demektir. Yani savaşmaktır. Korkma, bu kralları bir tek sen çıplak görmüyorsun ;))

“Savaşta ölen ruhlar,
Çok daha temizdir
Salgında ölenlerden.”
(Herakleitos)

Bugün de bir dün aslında. Bugünün kötüsü yarın iyi olacak. Ve yaşayanlar ölecek.

İşte; iyi de iyi iyide kötü
kötü de iyi kötüde kötü Aynı

Önemli olan kabul etmeden sormaktır tüm hiçlere. Savaşmaktır elinde kalemle. Sen savaşmazsan kim öğrenebilir?

Yücelik binlerce yıldır karıştırılıyor pisliklerle. Bu sebeple ifadeler ve zıtları birbirine karışacaktır. Yücelik ise ayrılacak ve asla çobanın ardına takılmayacak. İfadeleri çevreleyen şekilleri bizler çiziyorsak eğer, bekleme uğur böceğini.

No comments: