Thursday, January 13, 2005

“Aile”, “Evlilik”, “Tipiklik”

Hatırlıyorum ortaokulda 50 defa defterime aile yazmıştım çünkü telaffuz sorunu yaşıyordum. Ben söyleyince acayip bir şey çıkıyordu, doğrusunu öğrendim ama kendi ailemi kuramadım. Toplumca, toplumun koyduğu normlarca birbirine bağlı birey topluluğu ve evlenmek lazım aile olmak için, yani tanımına bakınca bu çıkıyor ortaya.

Bana göre aile binom açılımının aynı senle başlıyor ve çoğalıyor işte.

Günümüzde ilişkilerde bir tipiklik almış başını gidiyor. Tipik Türk kadını; boy ortalaması 1,60, kalın bel, basen fazla, göğüs kafadan büyük, bu mudur abi? Budur! Tipik Türk erkeği; boy 1,70 , göbek önde, kıç geride, aynaya bakmaz yolda bıyık tarar, sakal ve göğüs kılları arasında boşluk olmaz, bu mudur abi? Budur!

Tipik Türk erkeği polisini yanlısıdır. Osmanlı İmparatorluğundaki gibi Haremler, Hamamlar. “Kadının belinden sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyecen.” der polisini yanlıları ama çoğu polisini yandaşlığından çıkıp uygulayıcısı olmuşlardır. Yukarı bakıp da göremediğini dinlemez, aşağı bakıp da gördüğünü dinler. Onun zevki, rahatı için yaşarsan seni her türlü yarışta geçer. Önden gider o, ancak kıç çevirmelisin, ardına almalısın her şeyi onu geçebilmek için(Editör: Cehaletimi bağışlayınız. Polisini sözcüğünü sözlükte de bulamadım ve yazarın burada ne kastettiğini gerek kendisine gerek diğer okurlara sormak istiyorum. Zira ne olduğunu anlayamadığımdan gerekli düzeltmeleri yapamamış olabilirim. Çok eşlilik anlamına gelen poligami'yi yerleştirmeyi düşündüm ancak o da tam anlamı karşılamıyordu. Bu konuda bilgilendirilirsem sevineceğim, gerek yorumlarda, gerek özel mesaj aracılığıyla.)

Bu adamın evinde patriarkal aile düzeni kuruludur. Sözlükte evde babanın otoritesinin egemenliğidir. Hayır, bu adamın önde gideninin zaferidir aslında.

Tipik Türk kadını, ihimm hassas konu. Yemek yapmayı bilir, toz alır, bir de kedi gibi sırnaşmayı. Bilmez, duvara bile sürtünsen ısıtırsın duvarı. Nerde tarihte omzunda mermileri taşıyan kadınlar? Onlar da Türk'tü! Her şeyi kabul ettirtebilirsin; çünkü işi ev hanımlığıdır, yeni yeni türeyen ev genç kızlığı gibi. Ne iş yapıyorsun? Evde tuvalet bekliyorum; nasıl ama? Bu kadar mı acizsin, silkelen kendine gel, bacak ayırmak iş değil, kedi-köpekten bir farkın var seni. Neymiş efendim çocuk annesiz büyümezmiş. Büyür efendim, kendi ayakları üstüne basmayı öğrenir. Ev kadınlığı o günde, bu günde gezip çocuğunun burnunu eteğinin tersine silmek de değil.

Tip tip tipitip, almış bir tipiklik gidiyor. Tipik Türk erkeği aldatır, boşar. Yanlış anlamayın, ben sevmem yanlış anlaşılmalara mahal vermeyi, zaten beni ya anlarsın ya da anlamazsın ya, neyse... Ev kadınlığı kötüdür demiyorum, evde ölü vakit geçiren kadınlık kötüdür diyorum. Elinde telefon, radyo programlarını aramak zor olmasa gerek.

İşte tipikliğin, sıradanlığın ahmaklığı bu ya, herif önde gideninin krallığı için tek meyvesi karın şişliği olan hatuna ve bacak arasına ömür yatırıyor. Neymiş bu; hayatı paylaşmakmış. Ahah ahaha ;)))) Nasıl gülerim ama. Soğuk mu yersin hayatını hayatım? Zeytin yağlı mı olsun? Hayatının yanına maydanoz mu olayım hayatım? Yok hayatım ben böylece kazık misali yemek istiyorum hayatımı. ;))) Evet hayatının yanına maydanoz edersen kişiyi böyle olur, sonra dayanamazsın, kadının senden başkasını görmez ve ilgi sıkar.

Hayatlarınızı ayırırsınız. Kazığın bir kısmı sende bir kısmı onda kalır. Ayrıldık ama çocuklarımın annesisin eğer evleneceksen babası çocuklarımı dışlamamalı. Eee ne yapmalı çocukları da kazığın yanına soksak? Tamam iyi birini bulurum. Sosyal bir insanı kazık eder böyle bir kadın yaaa. Kadın ne der kocasına, istediğinle fingirdiyebilirsin mi der? Kadın ağlar, işi alacağı nafaka ve çocukları olur.

Evlat sevgisi ve ana gibi analık üsttür her şeyden konuyla bahsettiğimin ilgisi yoktur.

Ayrılırlar, kadın dul ve çocuklu olur, erkek boşanmıştır. Farkı fark edin bakalım. Boşanmak bir evliliğin hukuksal olarak son olması olmuyor işte. Son olmak, alala. ;))) Sona kalmak. Don olmak. Dona kalmak.

Sevmiş de evlenmişmiş, pehh. İlerde göz altlarım kırışacak, saçlarımda kızıl değil de beyaz olacak, diri duran göğüslerim pörsüyecek. Peki sen; kamburun çıkacak, ellerin titreyecek, baston kullanacaksın ;)) Hala beni sevebilecek misin? Benim senin bu yaşlı halinle dalga geçerken senin kamburunu sırtımda taşıyıp bastonun olacağım kadar sevdiğim gibi? Ya da sen şimdi bu yaşıma mı aldandın? Eğer öyleyse kazık kapıda kullanım kılavuzu yanında, uğraştırma, bulaştırma beni, tak kullan.

1, 2, 3 tıp.

Konuşanın ağzına kazık kaçsın.

*Açıklamalar;
Aile toplumsal kurumlardan biridir. Kendilerinin gerçek yada varsayımsal olarak aynı soydan geldiklerine inanan,
aralarında toplumca belirlenmiş hak ve ödevlerle birbirine bağlanmış bireylerin oluşturdukları topluluk biçiminin
tanım karşılığı ailedir. Kadınla erkeğin bir arada yaşaması ve sorumlalıklarını sahiplenmesinin tanım karşılığı evliliktir.
Ve aile evlenerek kurulur. Evlenme biçimleri bazı ölçülere göre sınıflandırılır. Bunlardan birisi ise; Eş sayısına
göre evlenme biçimidir.
1- Tek Eşlilik; (Monogami). Bir kadının bir erkekle evlenmesidir.
2- İki Eşlilik; (Bigami). Bir erkeğin iki kadınla veya bir kadının iki erkekle evlenmesidir. Bu durum çok eşlilik
biçimidir.
3- Çok Eşlilik; (Poligami). Eşlerden herhangi birinin birden çok eşle evlenmesinin toplumca onayladığı evlenme
biçimidir.
3-a- Polisini; Bir erkeğin çok kadınla evlenmesi. Örn; Osmanlı İmparatorluğunda görülen biçim.
3-b- Poliandri; Bir kadının çok erkekle evlenmesi. Örn; Tibet, Alaska ve Hindistan' ın Kerala bölgesindeki
uygulamalar.

Kaynak; Sistem 2000 - Sayı 2 - Sosyoloji)

No comments: