Thursday, January 13, 2005

Hiç Böyle Sevilmemişler

Nasıl da acı değil mi? Beni de kimse sevmezdi önceleri, hep sevileyim isterdim. Fallar baktırırdım yürek çıkardı fallarımda kabar kabar, yolumu bekleyen biri çıkardı. Kimsenin beni böyle sevmediği günlerde, ne kadar da zayıftım.

Ağlardım bazı geceler, ıslatacak bir yastığım bile yoktu, sevmem yastıkla uyumayı. Hıçkıramazdım korkardım kardeşlerimi uyandırmaktan, tavana yapıştırdığım ışıklı plastik yıldızlarım vardı yüzümü aydınlatan. İsterdim sevsin biri beni, çok ağırdı çünkü o yükün tamamını taşımak. Kimse anlamazdı beni.

Şimdi neler gelişti acaba? Kimsenin gözlerine beni sevsin diye ağlamaklı bakmadım. Aynaya baktım dedim kendime hep; "Salla gitsin, gittiyse kendi biletini kesti gitti, ağlama!" dedim kendime; sus sus, dedim içimde kopan bir şeye. En çok da küfür ettim, o zaman sustu ;) Büyüyordum ben, büyürken de her şey yarım kalıyordu. Nedense terk edildiğimde saçlarımı kazıtmak istedim hep. Ya kendim yolacaktım ya dökülecekti ya da kazıtacaktım. Ne de güzel olurdu be ;) Benimkiler genelde döküldüler. Kuruttunuz beni ulan!

Her şey çok hızlı gelişiyordu, saç rengim gelişmiyordu bir tek. I love X. Hep x’ ler gelişiyordu. Ne kadarmış görüyor musun önceden seviyorum demek. Ota boka aşık oluyordum, aşık olamadığıma bulaşıyordum. Hayalimde kurduğum sevgiyi yakalayabilmek için denek fareler peşindeymişim ama kendime yalan diyormuşum. Senaryo başından beri belli, kendi kurduklarım yaşanacak. Hiçbir şeyin önemi yokmuş ne acı? Şimdi ise daha başka her şey, seviyorum diyebilmek çok zor ve rüzgarın emrine tabiyim. Hayallerim elbet var, ama beni onlar yönetemiyor. Herkes sevilemiyor, herkes arkadaşın da olamıyor, herkese sır da verilemiyor. Polyanna'yı öldürdüm ben, evet, hem boğdum, hem kestim. Hayatımın içine etmesine daha nasıl seyirci kalabilirdim bu salak karının? Vurdum onu.

Hayal kırıklıklarım olurdu, hala oluyor. Önceden etkilenmezdim ama şimdi sevmek zor olduğu için hayal kırıklıkları mahvediyor. Eti Petito'ya saldırıyorum.

Söz verdim ben kendime kimse beni üzemez diye, meğersem önceden üzüldüklerim üzüntü değilmiş. Kullanmasını bilmediğim bir silah beni vurmazmış. Kullanmasını öğrettim kendime, ne zaman elime alsam, dilime alsam hayal kırıklığı. Bu ayna tutuyor bana. Yapamam ki böyle, petito istiyorum ben. Yazmazsam, söylemezsem çatlarım ben. Seviyorum ya ben yoruluyorum da sevdiğim kadar(bazen). Ulan acaba polyanna ben miyim? Vurun ulan beni! Ben kimi öldürdüm de geldim? Yok yok şaka yapıyorum kendime gene.

Yaaa, benim girdiğim sokaklara giremiyor kimse, neden ya? Acaba olduğum gibi mi kabul edilmek istenmiyorum? Yoo, sevgiliden yana bir sıkıntım yok. Olsa zaten buldun bunuyon olur. Ama ne eksik peki? Doymuyom be!

Yok yok her şey tamam,

"Aşk imiş her ne var alemde-Fuzuli"

İlk kez sevmiştim ben böyle, ondan sebep bu korkum,

Evet ben kimseyi böyle sevmedim,

Ve,

Kimse benim sevildiğim gibi sevilmedi,

Mevsimler umurumda değil, saç rengim bile umurumda değil, göbek ağrımı da umursamıyorum, başım dönüyor bazen, kan kaybediyorum bazen, bir öpücük yetiyor her şeye.

Fazla bir şey istemiyorum ben,

Seviyorum diyebilmek,

Yitirdiklerimin inadına hala bir çocuk edasıyla tur atmak, bir tur versene diyenlere sert çıkmak, bazı bazı sövmek, sevmek, sevildiğini bilmek, ilk defa bu son demeden yola çıkmış olmanın verdiği haz(çünkü bu ilk), her şey çok güzel, ben de güzelim zaten, sen de güzelsin zaten, daha ne isteyeyim be(himm, kırmızı fistan istiyorum özel istek ;))) ?

No comments: