Yolculuklarımdan biri gene, gene ardından baka baka gidiyorum. Bu son olsun diyorum her seferinde.
Tüm gün İstanbul'u talan ettikten sonra yedi arabasına yetiştirildim. Otobüs önünde öpüyorum onu ve bu bana çok zevk veriyor.
Muavin: Hadi abla kalkıyoruz.
Yol ortası ve geçen diğer otobüsler; ezmeyin bizi, aşığız biz!
Biz; öpüyoruz, kokluyoruz.
Aşk; bazen ayakkabı bağcığın gibi, bazen ayağınla ezdiğin, bazen de parmak uçlarından seni tavana vurduran leziz bir şey. Bazen atarsın kendini zindana, elinde bir tek ayakkabı bağcığın. Zindandan çıkışın sonu yoktur. Aşkını aşkınla boğazlarsın da kurtulamazsın bağcığın idamından.
Bazen görmezsin ayağının altında, bok detektörlüğü yaparsın, tırr-bipp misali ;)
Bazen de bir söz, bir dokunuş, mis kokan öpücükler. Evrendeki tüm karıncalar ayak parmaklarından girer de seni tavana ulaştırır.
İşte ben bu karıncaları seviyorum. Bu adamı da.
Onun için ezmeyin bizi, aşığız biz!
Emeklemeye sıcacık avucunun içinde başladığım sevgili; şimdi kanatlarının sıcağında uçuyorum.
Ezmeyin bizi, aşığız biz!
No comments:
Post a Comment