Friday, March 07, 2008

SANA ÇILGINCA AŞIĞIM,,!

Şimdi ben ve şimdi burda beklerken aşığım sana aşık, çocuk duyuyormusun beni.

Sen bana Gell Gell dediğin zaman ben çığ gibi düşüyorum aslında ama sen görmüyorsun.

Sen bana yapma esen dediğinde ben olmamış olmak bile istiyorum, anlatabildim mi,?

Sana birşeyleri anlatamıyor olmayı bile seviyorum. Benim anlatamadığımı düşündüğüm şeyleri aslında sen o mükemmel gözlerinle bana bakarak anlıyorsun.. Ne anlatmak istiyorsam dudaklarıma dokunup dudaklarına çekip götürüyorsun bir daha başka şeyler anlatmamı bekliyor, bekliyorsun. Oradan dudaklarımdan dudaklarına çekerek götürüyorsun aslında beni bilmediğim o en güzel senli benli dünyalara.

Uyandığım günlerin hepsinin bir ismi var sana söylemediğim. Bir gün aşık koyuyorum o günün adını, bir gün çılgınca aşık diyorum mesela o güne ve bir günde deliler gibi aşık diyorum mesela. Ben seni severken sen uzaktayken bile içim içimi yiyor bir çığlık çıkmak istiyor içimden ve burnum sızlıyor gözlerim doluyor. Ben seni o en mahmur halinde günaydın demenle seviyorum, ben seni seviyorum çünkü ben seni sevdim çünkü hep seni sevdim ben çocuk.

Tükürdüğümün kara basanlarını sen kovdun düşlerimden bana tek başıma olmadığımı hissettirdin, bunca yıllık sevgi arayışımın tanımıydı bu sen bana yanlız olmadığımı hissettirdin,,! Çünkü babamı ve annemi düşündüğümde de böyle ulaşılmaz bir sevgi hissettiğimi biliyordum bunu arıyordum yani ihanet edilemeyecek bir sevgiyi yani kızgınlıkta küskünlükte silinip atılamayacak otistik bir sevgi istiyordum bu kapıyı sen bana güvenerek açtın çocuk..

Seni severken o en fevri halinle bile seviyorum sen kızgınken onun saniyeler içinde yok olacağını bilerek seyrediyorum seni. Otu boku yanlış anlayabilme ihtimalinin yüksek oluşunu bile seviyorum. Her gün senle öğrenip hayatı sana öğretiyorum...

Seni seviyorum, enseme şaplak attığında bile. Gizemimin görülmesi umrumda olmuyor senin yanındayken yada maskelerimin önemi yok seninleyken. En yalın halimle dokunuyorum vücüduna bir solukta ezberlemeye korktuğum o en güzel her karesine.

Kızıllı kumrala çalmış saçlarını üç numaraya vurduğumda bana kızmayışına yada göğsüne yapıştırdığım sakızın acısıyla uyanmanda bile yada yaptığım ve yapacağım her türlü psikopat şakayla gülüp geçerken bile beni sevdiğini biliyorum.

Biz bu hayatı köreltmek için seçmedik,!

Hayat sana kızamıyacak kadar kısa...

Sen ordayken, burdayken, heryanımı sarmışken yazıyorum bunları, anlatamıyacağım onca şeyi yazar olduğum gibi.

Seni ve senli yarınlarımı seviyorum.

Ne olduğunu bilmeni seviyorum benim bütün fevriliklerime esenn deyip o bütün sinirimi çekmene bayılıyorum. Çocukluklarıma çocuk olmanı ciddiyken herşeyi tartışmayı seviyorum seninle. İddaya girmeye bayılıyorum seninle, herseferinde kaybedip bana dondurma almaların hoşuma gidiyor , elimden dükkana sokup da. Haydi al bakalım demelerini de seviyorum. Tavlada yenilmene yenilirken çamura yatmana o ufak tatil için aldığımız tavlayı yerle bir etmene bayılıyorum. Ardındanda haydi gel dama oynayalım demenede bayılıyorum.

Üstümdeki en ufak değişikliği fark etmene hasta oluyorum.. Hııı bu yeni mi diye sormalarına da..

İşten geldikten sonra bütün gün ne yaptığımı anlatmaya ve sıkılmadan dinlemene bayılıyorum..

Benim için alışveriş yapmana ve alışveriş yaparken bana yakışanı bilmene, zevkine hayran oluyorum.

Ve ben en çok ileride bize benzeyen bi çocuk yapabilme ihtimalimizi seviyorum...

Seni sevdim, seviyorum, seveceğim...

2 comments:

Ebda said...

*Bu yorum cep telefonuma gelmiş bir yorum oluyor aslında, paylaşmak istedim.*

"Blog daki yazılarını takip ediyorum. Demek sonunda sende aşık oldun :) mutluluklar.."

Ebda said...

Ben aşk yolunda bir aşığım zaten.