Thursday, March 20, 2008

Nelerle uğraşıyorum bu aralar;

*Kim olduğumu hatırlattım,,!*

Bu aralar tam da olmak istediğim kıvamdayım.Tatlı desem yalan olur tatlı ama ekşi,Acı desem koca bir yalan olur acılı bir ekşi.. Yani bu aralar Ekşiyim ben en sevdiğim limon gibi. Ama yüzüm buruşmuyor. Belki bana sataşmaya çalışanlar "ayyyy bu ne yaaa" diyorlardır ;)) Bu ne mi bu "Esen"

Aslında kafamın içinde birbir tilki fiyk atsada ben en çok evimizin yapımına kanalize olmuş durumdayım. Geçen ayki isteğimle onu azda olsa çıldırtmış ama istediğimi yaptırtmıştım. (İlk fırsatta evimizin yapım aşaması fotoğraflarınıda eklemek istiyorum.) Neden mi? Çünkü üzerinde oldukça fazla düşünüyoruz. Hemen herşeyiyle birebir ilgileniyoruz, en basitinden oda kapısındaki cama islenecek özel boncuklara varana kadar. Evim bembeyaz olacak ama tavanı eymeli tuğla döşeli olacak tabi bu bir bölümü için işte geçen ay ben tutturdum o bölüme tahta döşenip ufak asma bölüm oluşturulacak diye tabikide yapıldı ama şimdi yatak odasının iki duvarınıda (ve o canım pencereler ve bahçe kapısı takılmış bitmiş olduğu halde) kırdırtmak istediğimi nasıl söylerim bunu düşünüp duruyorum. Çok geniş bir bahçemiz var içine ufak bir havuz yaptırtmak için çalışılmaya başlanıcak ama bir izin belgesine ihtiyacımız varmış, offf yaaa. Henüz güzel bir çim alanı yok ama az da olda sebzelerimiz var. Hiç sevmesemde taze soğanımız var mesela ;) Benim istediğim bahçeye bakan iki duvarı kırdırıp boydan boya cam döşetmek. Çünkü yatak odası ve oturma odası bir L oluşturacak şekilde çıkıntı yapıyor bahçeye. Aslında bahçeye bakan bütün duvarları komple cam yaptırtsak daha iyi olur ama bu adam beni artık öldüredebilir. Ben istiyorum ki ferah ferah bir oda olsun ;) Eğer çok inatçı ve ısrarcı olursam o duvarlarıda kırdırabilirim ;) Ama ya yaptıramazsam planımı offfff tam bir kaos ...Ben sonucu gelir yazarım ;) Geçen konuşmamızı hatırlıyorumda aşkım lavobo kırmızı olsun, şöyle Allahım bana güçver diyen bakışları ardından o daha cevap veremeden ben banyo yu tasarlamıştım, kataloglardan herşeyi ayarlamış maliyetini hesaplamıştım bile ;) Tabikide siyaha yakın gri ile kırmızının hakim olduğu bir banyo oldu ;) Genelde olaylar şöyle gelişiyor;
-Aşkımmmm...(Ben eğer "m" harfini uzattıysam birşey istiyor oluyorum ;Pp) Ben şunu şöyle istiyorum, çünkü böylesi daha iyi vs. vs. Bunu böyle yapsak iyi olur ben düşündüm planladım masraf şu kadar, eğer yaparsak böyle olur zart zurt diyorum, konuşmam bitiyor ve nasıl çok beğendin değil mi,?
-Kocaman gözleriyle bana hayran hayran bakan bir adam bunca plana ve düşünceye uzun uzun baktıktan sonra evet diyiveriyor çünkü. Zaten bunca çalışkanlığa hayır da denmez ;) Yani ben istiyorum o yapıveriyor değil ben istiyorum ben planlıyorum evin erkeğide onaylıyor. Zaten ben hiç bir zaman o emme basma tulumbalardan olmadım,! Bu da beni ASİL yapıyor ya. Bu kadar da gururumu eylesem birşeycik olmaz ;)
Birde şu mobilya konusunda biraz sürtüşücez ondan sonra sanırım onun canını sıkmam ;) Belki ileride başka planlarımla onu bunaltabilirim. Ve herhalde farkına varmışsınızdır evin bankası ve planlamacısı benim ;) Çünkü ben bir oğlak kadınıyım herşeyin en ince ayrıntısını düşünmek benim sorumluluğum ve bir işe başlanmadan hata adımlarını dahi hesaplamak onun maliyet hesabını tutmak en iyisini/kalitelisini ve SADE sini bulmak kesinlikle benim sorumluluğum. Çünkü eğer ben planlarsam birşeyi o zamanında orda olur, ve ben istiyorsam bir şeyi olanaklar dahilinde en iyisi olur. Dedim ya ben bir oğlak kadınıyım, sözümü dinlemek karşı tarafa hem para kazandırır hemde ömür ;) Ve bu oğlak yükselirken akrep de oluyor ya işte orda kafadan kopartıyorum ben ;)

Sonrasında derslerim şahane gidiyor, acayip verimli bir dönem bu benim için. İçimdeki heyecandan mı,? yoksa baharında gelişi mi,? bilmem ama şahaneyim bomba gibiyim. Etrafımı silkeledim, canımı sıkan,sıkmış ve sıkabilecek olan bütün müsfette kağıtları yaktım aynı adolf hitler gibi ;) Bilirsin ben geri dönmeyi sevmem, sevmediğim herhangi birşeyi yemem bile ;) Buna kazıklarda dahil. Zaten az olan parçalarımı dahada azaltarak , çoğalttım sevgimi. Yepyeni ve umut doluyum.

Baharında gelmesiyle şu fit kilomu dahada fitlemiş oldum. Kilomu bilmiyorum öğrenmek istemiyorum ama şöyle söyleyeyim 34 beden klasik pantelonlarım bol, 26 beden kotlarım da bol geliyor, s gömlek değilde xs daha bir yakışıyor ama şöyle ki yüzümdeki mutluluktan ötürü aaaa Esen ne kadar zayıflamışsın diyenler ama ne kadarda güzel gözüküyorsun diye eklemeden edemiyor. Aşkım bu halime bayılıyor ailecek zayıf ve kuru olmamız güzel aslında. Ama aşkım söyle 50 kiloya çıkmamın dahada güzel olacağını söylesede sanırsam bu ileride çocuk sahibi olmak istediğimde gerçekleşecek. Komşu teyzenin kızı liseden sonra evlendi çünkü ona göre evlilik kaçıştı neyse sonra tertipledi düzenledi hayatını ama ne bileyim sevmiyom ben o tarz başlayan hayatı neyse hatun doğurdu iyide kilo verdi ama beni gördükçe çatlatacak nazardan ay çıldırcam, ya birgün de benimle kendini kıyaslama be Allahın kulu. Diyor ki bana baksana senden daha zayıfım, Neeee duyamadım şu ayak bileklerine bak önce sen ondan sonra konuş manyak karı sinirimi bozma evlisin, çocuk doğurmuşsun ayol, ayyy deli etme adamı, göbeğin katlanıyor bir kere burma burma, daracık pantelonlar giyiyorsun yakışsa içim yanmayacak, birde bana baka baka konuşuyorsun... Harika güzel bir hatunsun ama lütfen git senin nazarından yolda sendelemekten bıktım birgün düşürde sende rahat bende ;))

Sonra siyah saten bir elbise aldım kendime, ama elbiseyi gördüğünde Aşkım bu ne Esen demeden geri kalmadı. Tabikide sen desende ben yeni tokalı siyah papuçlarımla o tişört elbiseyi giyecem,,! Eğer bu elbiseyide gidip değiştirsem bu üç olacak ama yapmayacağım bunu diğerlerinden çok daha sevdim. Birde gümüş kaplama bahçeme gelecek kuşlar için bir su çanağı aldım. Haftaya bunu görecek olan bu sabır küpü adam bu eksikmiydi diye düşünsede ben ona o parayı verip aldım. ;)) Haftayı iple çekiyorum, bir bavul ne süprizi olabilir ;))) Sanırım yarısı çeşit çeşit çikolata ve peynirdir ;) ehauhea ben kitapdan başka birşey alamadım bir maaşımında fazlasını o çanağa verince kalmadı birşey ;) Ama haftayı sabırsızlıkla bekliyorum. Aşkım, Aşkım...

XprodoksiT okuyordum ki ; Çin Atasözleri başlığı dikkatimi çekti bunlarıda çok beğendim.

* Hançer gibi bir dile fakat pamuk gibi bir yüreğe sahip ol.
* Önünden gelen bir mızraktan korunmak kolaydır fakat arkandan atılan oktan korunamazsın.
* Tarih eskileri anlatmaz yenileri yaratır.
* Duyduğumu unuturum, gördüğümü hatırlarım, yaptığımı anlarım.
* Gelenler korkmayanlardır. Korkanlar gelmediler.
* Duyduğuma inanmam; gördüğümün yarısına, yaptığımın tamanına inanırım.
* Gülerken göbeği oynamayan adamdan kork
* Dostunun alnındaki sineği baltayla kovalama.
* Küçük olaylar karşısında sabırlı olmazsan, büyük planları gerçekleştiremezsin.
* Rüzgâr yoksa dalga da yoktur .
* Ölüm sadece sonun başlangıcıdır.
* En fazla ileriye giden ok, en çok geriye çekilmiş yaydan çıkar.
* Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenden daha uzağa giderler.
* Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen bir aptaldır. Ondan sakının.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen bir öğrencidir. Ona öğretin.
Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır. Onu uyandırın.
Bilen ve bildiğini bilen akıllıdır. Onu izleyin.
* Bir köpek bir şeye havlar, diğerleri de ona.
* Tabağındakini yiyor, tenceredekini düşünüyor.
* Dağlara çıkmayan, uzakları göremez.
* Bir oyun oynayacaksan oyunun kurallarını, hisseleri ve bitiş zamanını önceden belirle.
* Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa o yerde güneş batıyor demektir.
* Büyük kişilerin iradeleri, zayıfların ümitleri vardır.
* Derin olan kuyu değil kısa olan iptir.
* Bir kişiye balık verirsen, o gün karnını doyurursun.
Balık tutmayı öğretirsen, her gün karnını doyurursun.
* Bilgi sahibiyle her yeri dolaşan bir hazinedir.

No comments: