Wednesday, August 23, 2006

-Bu değişikliği kendim istediğim için yaptım,,!

Tek düşmanı zamandır insanın. Kimse savaşamaz onunla, cesaret edenlerin hepsi unutulmuştur bir yerlerde... (Belki şu an gene yanlış bir şeyler yazıyorum, hukukumda var anlaşılması güç olmak.)

Zaman basit bir öç alır hayattan aslında. Bizlerde hayatımız boyunca nasibimizi alırız bu öfkeden. Zaman saymakla ve beklemekle bitmez.

Zaman taşı çatlatırda dokunamaz sabra,!

Sabır zaman gibi aç gözlü değildir o yemez, yutar,! Gelip geçenler onun öfke ve kinle beslendiğini kocaman dişleri olduğunu uydururlar uyumayan çocuklara. Ama ben biliyorum gerçeği bu yüzde büyük gözlerim, kulaklarım. Ben bir taş attım sabrın mahremine, şimdi sıramı bekliyorum...(Soruyorum kendime; Seni yeniden yazmaya sabrım varmı,? Ve ben bu sabra sahipsem zaman bize neler sunacak,? ben bunu kestiremiyorum. Bu gece beni yanlız bırakmak çok tehlikeli, korkuyorum...)

(Ne olur yanlız bırakma bu gece beni. Korkuyorum, ya seni, beni, bizi terk edip gidersem,,, bir daha zaman vermeyecekler duydum..!)

Ellerime uzanabilsen keşke.

Bu gece açık seçik yatağa uzandım, açık seçik bir öykü anlatmak için sana, bana, bize... Bir ifadesi de bu. Bana sarılsanda hissetsen kalbimin atmadığını korkudan titrediğini. Bir yanım gitmeyi hep sevmiştir, ama benimle gelmeni isteyecek kadar da istiyor ve merak ediyorum seni. Bu yüzden hiç bir yere gidemiyorum aslında. Ne olurdu sende bir taş atsan sabrın mahremine de sabredebilsen,! (-Beni asla anlayamayacaksın değil mi,?) Bu gece iliklerime kadar hissettim yanlızlığı, bunu sende hissedeceksin bekliyorum... (Herkez bir şekilde ruhunu arındırıyor bu da benim tercihim-adaletim farklı...;))

1 comment:

Ebda said...

Anlamsızlığı herkez süsleyemez...
Ben süslemiştim,
Bakıyorum sizde süslemişsiniz...

Tebrik ederim.

Yanlız gizemi yakalanmış kırmızı akrep olmaktan ürkmüşümdür hep.

Şerefinize,,!