Tuesday, August 08, 2006

Bitirme Tezim

“Sen bana ne olduğumu hatırlat olur mu?”
(Bitirme Tezim)



Teşekkürler!

Annecim, Babacım, Ablam ve kız kardeşlerim, dostlarım ve beni böyle dik başlı yapan hayatım sana da her şeyinle teşekkürler.

- Ebda tatilden sesleniyor;

O kadar sıcak ki ben bile terliyorum. Hem de şap şap damlatacak kadar. Kırkaltı kiloda çıktığım tatilden bir gram bile alamadan hatta yedikçe eriyerek geri döneceğe benziyorum. Buralar çok sıcak. Koca bir valiz ve bir dolu giysi. Hatta benim şehirde giymediğim tatil giysisi diye ayırdığım gardırobumun bir bölümü, dört çift ayakkabı, üç çift bikini, en degaje ve en süper mini ne varsa bavulumda. Bu yazıyı yazdığım not defterime alnımdan terler damlıyor. Koca kafalı sinbo vantilatör bile yetmiyor. Ben eriyorum. Aslında hoşuma gidiyor. Eriyip benden dökülen damlalar bir daha aynı kalıba damlamak istemediği için ben başka türlü şekilleniyorum. Daha çok güveniyorum kendime. Eskiden olduğum gibi. Hani tek başıma, başım kaşına derim ya ben, hep bu benim hayat sloganımdır ya ve ben pankart açarak yaşarım ya ;) Tek başıma herşeyi yapabilirim, göğüsleyebilirim. Hızla üstüme gelen her cismi, sözü göğsümde yumuşattıktan sonra ayaklarımın altına alabilirim ya. İşte kendime geldim. Yazmak istiyorum olabildiğince hızlı ve korkmadan, düşünmeden. Kaybolan Esen’ i buldum. Derler ya; “iki yıl önceki Esen’ i özledim.”

Bir rüyadan uyanıp ömrümün rüyasına yattım. Gözleri kapalı yürüdüğüm tek yol burası. Burası Elalminda..! Ve ben sadece burada mutluyum...
Gün geçtikçe güçleniyorum. İçimdeki gücün farkına vardıkça hissettiğim duygular daha bir güçleniyor. Dediğim gibi bazen kendimi dizginleyemeyeceğimden çok korkuyorum. Zamanla tanıyorum kendimi. Şu an çok tehlikeli gözüküyorum gözüme. Ve her zaman olup-olabileceğim bir kişi olmakla gurur duyuyorum.
Deniz çok tuzlu ve sığ. Burada geceler harika. İnanılmaz eğleniyorum. Hadi Esen “eller havaya” yapmaya gidiyoruz dediklerinde küçük bir çocuk gibi gözlerim ışıldıyor. Hemen en cici giysilerimi seçip süsleniyorum aynanın karşısında. Ve belirginleşen elmacık kemiklerime bakıyorum, dışarı çıkan kemiklerime... Bu hale nasıl geldim ben,? Diye soruyorum içten içe. Hayat diyor içimdeki ses. Yaşadın diyor. “Dirile dirile yaşadın kızım sen.” Dirildin sen uyanmadın diyorum ve bir gülücükle bütünleşiyor aynada gördüğüm beden. Araladığım dudaklarıma en sevdiğim kırmızı ruju sürdükten sonra dağılsın diye dudaklarım birbirine kapaklanıp istemsizce rujun dağılmasını sağlıyorlar ileri-geri. O en şahane yüzüğümü de sağ elimin işaret parmağına taktıktan sonra tamam oluyorum işte. Basit eski bir gümüş olmasına rağmen en değerli takım o yüzüktür. Ve bu parmaktan başka bir parmağa da takmamışımdır onu. O yüzük değil aslında bir anahtar benim için. Onun varlığını hissedemeyince huzursuz olurum ben. Sadece bir insana cidden çıkarıp verme cesaretini gösterebildim. Tanımadan sevdiğim ve bana “gene ne oldu kız sana” diyen Uber dostuma. O kadar. Çünkü ilk ve tek kez o fark etti o yüzüğün güzelliğini. O büyü sadece fark eden birisine layık olabilir. Demin korayla konuştuk telefonda şahane ;) Ve Koray bu yüzüğü gene beğense gene ona merak etmeden verebilirim ;))
Eveeeet. Dans etmek, acayip bir tutku. Oturduğumda yorulduğumu hissediyorum. Ayakta hoplayıp-zıplarken kendimden geçiyorum. Dansçı kızların dans ettiği kabinlere çıkmak istiyorum. Ne kubik nede evrim buna olanak sağlıyor. Amannn sabahlar olmasın. Heyy yanlış anlama alkolik değilim. Kola bardağında rakı içine birine göre hiç de alkolik değilim. ;)) Buralarda da rakı kadehi elde dans edemiyorsun ki. Öyle olsa göğsümden kıllarda çıkardı herhalde. Alemlerin AaBeCe si Ebda ;) eauheuhaue. Eeee ben birada sevmem ki. Şarap da etkisiz eleman gibi. Geçen sene boğazlarımı yakan votka dan sonra votka içmeye korkar viski içmeye tövbeli oldum. Kokteyllerde çok hafif sanki. Alışmamış götte don durmaz ki. Hiçbir koku anason kokusunun yerini almaz ki. Bembeyaz bir tül gibi hangi içki sunabilir kendini sana.Evde yunan rakısı varmış bananeeee. Rakımı ki o. Onlar rakı içmeyi bilmiyorsa yeni rakı ne yapsın ;))
Bir an duruyorum favori parçam çalmaya başlıyor. Affedersin diye. Hoplayıp zıplıyorum. Şahane bir şarkı bu. Hem hatırlıyorum hem içiyorum hem de zıplıyorum. Nasıl kilo alınır bu hiper-aktiflikle söyleyin bakalım. ;) Yaptığım şımarıklıkları anlatmaya gerek yok. Nazımı çeken ve benimle konuşan, konuşurken de söylediğim sözlerden beni zan altında tutmayan insanlarla beraberim. Eğleniyorum. Çok eğleniyorum. Daha bir göz yaşı dökmedim. Onu saymazsam...

Tatile çıkmadan Annemle çarşıya çıktık. Alışveriş yapıyoruz. Karşıdan karşıya geçiyoruz. Ben hooop atladım caddeye. Annem dedi ki; “Her şey senin için macera değil mi,?” Ben şok... Bazen annem şok eder. Öyle konuşur ki nerden anladı ki dersin. Garip önerileri vardır. Neden böyle olduğumu sorgulama fırsatı bırakmıyor bu halleri ;) Evet hayat benim için bir macera ve ben oyun oynamasını çok seviyorum. Oyun oynamaktan kastettiğim insan aldatmak-ihanette bulunmak-yalan yaşatmak değil. Minik işveler, nazlar, sazlı-sözlü atışmalar. Bazen kurduğum basit ama manidar laflar. Bayılıyorum insanın aklında soru işaretleri bırakmaya. Hoşuma gidiyor “ bu nasıl bir şey,?” dedirtmek.
Güneşlenmekten kapkara oldum. Tatilde herşey, herkes bir güzel geliyor gözüme. Zayıflıktan çıkmış kepçe kulaklarımdan sallanan uzun şaşalı küpeler bir ahizeyi andırsa bile bunlar bile şahane. Bir dövme deseni beğendim tahmin etmişsindir bir kurbağa şekli bu dönüşte yaptırmayı düşünüyorum. (Yaptırmadım) En beğendiğim nokta olan sırta. Yalnız bir problem var. Bende üç gün kalıcı oluyor bu dövmeler çok fazla yıkandığım için. Cilt doktorumun bile tavsiyesi ellerini felam çok yıkama ;) Çok ince bir derim var. Dokunsan morarırım, öptüğünde de yüzüm kızarır ;Pp
Alışveriş yerlerini dolaşıyoruz. Burada süper indirimler var. Hemen cici bir elbise almak istiyorum kendime. Ama beden bulamıyoruz üzülüyorum. En sonunda sinirle benden bir büyük beden o yeşil elbiseyi satın alıyorum. Üzülme daraltırsın diyorlar. Hayır ben büyüycem o elbiseye girecem diyorum pişkin pişkin ;))
Burada fallar bakıyoruz birbirimize. Benim medyum boku yemiş yüzüm aydınlanıyor kalabalıkta. Atıp atıp tutturuyorum. Sizi bilmem ama hissettiğim başıma gelir benim. Gördüğüm, duyduğumdan çok hislerime inanırım. Delirmişlikten kaçmamak böyle bir şey, sizin korktuğunuz bu aslında. Yani beni çekici kılan ;)
“Deliyim aslında Allah’ına kadar deliyim.
Kalbimi vereceğim aslımı bilenlere...”
Her zamanki gibi Ajda abla harika bir albüm yapmış. Tebrik ediyorum...
Gel zaman git zaman ben biraz ayrıldım buralardan sonra kaldığım pansiyona şehirden arkadaşım zu geldi. Eller havaya yaptık onunla da, Bol güneş, deniz maceraları, güneşlenmeler, mis kokan yemekler ve uzayan muhabbetler. Zu’ yu daha da yakından tanıdım. Bir gece Bistro ya gittiğimizde orda zu ya aşık olan sarhoş ve sadece yedi milyon sahibi manyak Hollandalı adamı unutmayacağım. Hele görseniz de ben taklidini yapsam size ;) Sonra bir başka Hollandalı yirmilik delikanlı yaşımı öğrendikten sonra yanımdan uzaklaşınca anladım ki; kızım Esen bu yaş bir bir artıyor fakat biraz hızlı ilerledi sanki ;)))) Zu şehre döndü ve bende geri döndüm. Gene aynı dolaşmalar, sahile gönderilirken bugün biriyle tanışmadan gel lütfen diye söylemleri ösnur’ un ;) Telefonumun hiç susmaması, ardı arkası kesilmeyen sorular. Niyetlerini sezinlediğim insanlar. Akşamları ev sıcak diye İnternet cafe de kamerayı da açarak yaptığım msn muhabbetleri. Ve Sevgili Ekrem ;)))) Hayatım özel hayatımızı ifşa etmeyeyim ;) euhaheuahuea

Şehre döndüm... Terminalde kubik karşıladı beni. Sağol varol... Eve bavullarımı atıp, Annemle bir posta tartışıp, Alphanıma koştum. Çünkü o bir numara... Ardından Okanı da gördüm. Sonra Eve geldim. Çamaşırları katlarken içim geçmiş. Uyku uyumadan yaptığım yolculuk ve gun boyu bır öte yana bir beri yana gittim geldim. Ablam uyandırmaya geldiginde uyumuyorum ben bayıldım dedigimi ablamında kikir kikir beni surukledigini hatırlıyorum Ertesi sabah bir de uyandım. Akşam oldu üç kız kardeş mülkiyecilere çıkıp bir buyuk şarabı bıtırıp eve indik. Harika bir geceydi. İnsanın kardeşlerinin olması ne hoş. Ama kardeş olmak için aynı kan bağının olmasına da gerek yoktur. Ben seçtim gülçini kardeş oda beni seçti kardeş. ;))) Eve geldim ve yatağa yığıldım. Unutmadan soyleyeyım kırkdokuz kilo olmuşum ben ;) Bir kilo kıyafet saysam genede harika bir başarı ehaehae ;)
Bu şahane, özgür, başıboş, plansız herşeyden öte tam ihtiyacım olduğu gibi bir tatil geçirmeme destek olan tüm dostlara teşekkürler. Beni yalnız bırakmayan herkese diyorum ki; çok teşekkür ederim. Bittim ben dediğimde yeniden dirilmeme yardımcı oldunuz iyi ki varsınız... İyiki hala benim sizi unuttuğum gibi beni unutmamış ve dışlamamışsınız. ;)

Bugün iş başı yaptım. Koşa koşa gittim işe. Çalan telefonları, patronumu, iş arkadaşlarımı, sabah kahvaltılarını her şeyi özlemişim. Daha bitmedi, konudan konuya atladığıma bakmayın bugün üzgünüm biraz da.
Bir son yazdım kendime; kabul edersiniz ki benim kalbim çatladı artık. Anlattım mı bilmiyorum ama sahilde onca taş içinde resmen bir kalp olan o taşı kendimle bütünleştirdim. "Kalan ne varsa orda." Taş gibi, artık onu kimse çatlatamaz. Ben çıkardım ve onun olduğu yere koydum kalbimi. Daha kırılmayayım, incinmeyeyim diye. Kahramanlar kötü olur mu,? Kahraman olmak için ölmek lazım demi. Ben dirildim de geldim, en kahraman benim. Gülüyorum, oynuyorum.... En kahraman benim. Sıkıysa birisi diş bilesin karşımda. Sıkıysa birisi dikilsin de karşımda buradayım desin. O hani hep bildik Esen var belki, gözler aynı belki sevgi dolu belki sımsıcak gülüyor hala belki. Belki hala içini ısıtabiliyorum baktıkça, ama öyle değil...

Sevda derler bir masalmış,
Yar ellerle zevke dalmış,
Unut diye haber salmış,
Ben nasıl yanmayam dağlar...

Diye söyler kahraman. Yolunda ilerler ilerler. Şapkasını kafasına geçirir. Okunan ezanla kendinden geçer. Yığılsam der, tepe taklak olsam, nasıl bir acıdır bu der ve anlar iflah olmaz artık. İşte derdin doyum noktasına ulaştığında kahraman Esen anlar ki; bu da geçecektir. Geçe geçe hep beraber tez elden biteceğizdir. Bu arbedeleri daha fazla yaşamamak için kitledim kendimi o taş kadar sessiz, ağır ve kendi ısısı olmayan aşk ı yasaklamış garip gülüşlü faniyim.


Asıl sen şimdi; Seyreyle gönül seyreyle...

---
14,09,06
Ebda
Evet en sonunda slaytları ekliyorum ;)
Seyirlik -1

Seyirlik -2

No comments: