Saturday, October 12, 2013

TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM.

Ne Mutlu Türküm Diyene. Şu ufak dünyanın ufak haline aldanmadan her gittiğim toplumda göğsümü gere gere seve seve anlattım Türk oluşumu. Gittiğim her yerde Türk olduğum için bir cevher gibi karşılandım. Fransızı çalışırken o çılgın hırsıma hayran kaldı. Ona biz ibadet eder gibi çalışırız dediğimde, dengeyi nasıl koruduğumu sordu. Bende biz bir olmayı çocukken öğrendik dedim. Ītalyanı istanbuluma, kapadokyama ve bizim kardeşliğimize hayran olduğunu söylediğinde hemen tarihimizi anlatmaya başladım. Bizim nasıl vatansever oluşumuzu anlamıyor oluşunu bende anlayamadım. Amerikanin bana Atatürkün öldüğü gün de üzülme ben onun ruhunu taşıyorum demesiyle tebessüm ettim. Arjentini bayrağımıza olan hayranlığını anlatırken parmağında taşıdığı yüzüğü göstererek taçlandırdı sohbetimizi. Brezilyanı benim güzel taksimimi pankartlarıyla san paolaya taşırken benim kalbim san paolodan taksim için atıyordu. Çünkü ben içlerindeki Türktüm. Īçlerindeki birlikteliktim. Onların bizim gibi olma isteğiydim. Ne Mutlu Bana evimden uzaklarda göğsümü gere gere söğüt ü, bursa yı, fatihi, kanuniyi, müslümanlığımı, oruç tutmayı ve ATATÜRK Ü anlattım. Onların Türkçe öğrenme isteği beni hep coşturdu. Doğum günlerini Nazım kitaplarıyla süsledim. Çünkü bana o kadar yakışıyor ki TÜRK olmak. O kadar şık bir ruh hali ki Türk olduğumu söylemek. Gururla söylemeye devam edeceğim. Çocuğum, yeğenim, komşumun çocuğu, torunum okulda okumazsa "andımızı" evden çıkarken benimle beraber 3 ihlas bir fatihanın ardından okuyacak "andımızı", tüm çocuklarla servis beklerken okuyacak benim evladım ve bu vatanın bütün evlatları. Herkezin kendi kapısının önünü süpürdüğünde bütün sokağı temizleyebileceğimiz gibi. Her bir atacak hep biz olacak. Hani derler ya eteğim çamurlandı diye eteğimi kesecek değilim. Neyim biliyormusun? TÜRKÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM.

No comments: