Wednesday, May 11, 2005

Beklemek - Ertelemek - Unutmak

Dün yorgundum, düşünmekten. O kadar çok daldı ki gözlerim, ne düşündüğümü bilmeden baktım durdum neye baktığımı bilmeden.

Bugün üstüne gidiyorum kendimin. Hareket halimden dura kalmış kıza yaklaşıyorum, beni fark edecek gücü yok. Masamda babamın hediye ettiği mis kokulu mor çiçekler camdan esen rüzgarla burnuma doluyorlar, çok güzel kokuyorlar. Sanki beni bir yere davet ediyor bu güzel kokular. Artık çok yavan bir hayatım var, beni rahatsız eden bumu,?

Beklemek: unutmanın giriş bölümü.
Hiç bir şey beklemenin huzursuzluğunu iliklerinde hissetmişmidir bir insan?
Hissetmesin acıdır.
Gelmez çünkü... Bekleten herşey nankör, bekleyen herşey zavallıdır şu durumda.

Ertelemek: unutmanın gelişme bölümü.
Neyi ertelediğini unutup daha olaylar gelişecekken, unutmak için hatırlamışmıdır hiç bir insan. Tekrar tekrar benim yaptığım gibi.
Yapmasın acıdır.

Unutmak: unutmanın sonuç bölümüdür.
İsmini değiştirip başka bir kente taşınmaktır unutmak.
Etiketini değiştirip tekrar raflara koymaktır bir şeyi.
Unutmak bir daha asla onu hatırlıyamamaktır. Di-li geçmiş zamanlarda dolaşırken.
Unutmak kendini kandırmaktır. Şimdiki zamanda, ben burdayken.

Biliyormusun bunlarda benim deli saçmalarımdan başka bir şey değil diyorum bir yandan da ifade edemiyorum bunların doğrularını. Yada gene uydurmak istedim bir şeyler...

Ve biliyormusun benim hiç bir beklentim yok. Ve bu olay şu an için geçerli. Şu an ne kadar uzun/kısa bunuda bilmiyorum.

Yalın söylüyor; Ben bilmem unutmayı ben bilmem,,! (Bak bu gerçek hem güzel bir şarkı)
Kimsenin inanarak kapılacağı bir aşk yokken sen nerden çıktın
Duyduğum iki sözün biri yalanken seni kim böyle sakladı
Anlamadım daha önce nelere yıprandığını
Sorun bende mi anlamadım
Biz bu aşkla göklere
Duyulmamış düşlere
Kirlenmiş hayallere uçacaktık
Ben bilmem unutmayı ben bilmem
Yüreğimde ağırlığın
Sana esir canımla bu yollardan geçemem
Ben Bilmem / Yalın

No comments: