Saturday, July 08, 2006

Halil İbrahim' in Sofrası

Neden böyle bir başlığı var bu yazının ilk iş onu açıklayayım. Öyle bir hayat ki bu benimkisi her şey var içinde. Yok yok...Acısı, tatlısı, ağlatanı, güldüreni, ayrılığı, ölümü, doğumu, başarısı, başarısızlığı, azmi, hırsı vs. vs... Eeee artık takip edemiyorum bende de filmin şeridi koptu.
Uzun zamandır yasanan kavgalar yitirdi bizi. Ve ortada aslında hiç birşey yokken...

Neyse uzatmanın manası yok.
Dun aksam ufak kırmızı şarap eşliğinde bitti.
Sarıldık ve ayrıldık. Yani bu havada da gidiliyormus...

Bursaya tepeden bakan o guzel manzaradan asagı iniyorum merdivenlerden etrafa baktım, nem kaldı diye. Ulucamının mınarelerı ısıl ısıl.. İşte o basamakta koyverdim gıttım kendımı.

Eksik ve yanlızım şimdi.
Hayat çok garip bakalım bundan sonrası için neler sunacak bana ve ben neler yaşamak isteyeceğim. Hüzün ve heyecanla bekliyorum.
Buda sana armağan olsun ben çok dinledim ağladım...

Ali Kocatepe - 41 Kere Masallah - Her Sey Senin Icin (Deniz Seki)

Şimdi ne yapacağım birazda onu anlatayım. Yıllık iznim bu yıl 3 hafta olmustu. Onun iki haftasını kullanmak istiyordum ara vermeden. Ve temmuzun son haftası cıkacaktım planlarım o yondeydi sanırım bunu daha erken bır tarıhe cekmeye calısacagım. Ve umarım olur.

Silkenelip kendine gel Muti diyor aynaya baktığım suret.
Kendime nankörlük etmemeliyim.
Yaşandı bitti - güzeldi geçti...

Hiç bir sey senin gibi güzel olmadı. Ben sana bakarken gözlerim kör olurdu, öyle severdim seni. İsterdimki sen ben hep beraber ve elele. Seni hiç unutmayacağım ve öyle güzel hatırlayacağım. Sende beni unutma..
Hoşçakal.

"beni unutma
unutama inşallah
unutursan kahrolurum
dilerim öyle olmaz..."

No comments: